Everything (Her şey) Film yorumu

Everything (her şey) Film Yorumu

Everything (her şey) film yorumu yapmadan önce söylemek istediğim bir şeyler var. Film gerçekten izlediğim harika filmler arasındaydı. Ama eğer aksiyon bekliyorsanız veya sürpriz filan bu durumda filmi izleyip, değerli vaktinizi boşuna heba etmeyin. Filmi ilk izlediğimde; sürpriz olacak, şöyle olacak, böyle olacak filan derken, dediğimle kaldım.

Everything (her şey) filminin konusu doğduğundan beri, hastalıklara karşı bağışıklık sistemi savaş veremeyen, 18 yıllık hayatında hiç dışarı çıkmamış olan Maddy Whittier yani Amandla Stenberg’i konu alıyor. Filmin başında birazcık durgun devam ediyor olabilir. Ama sonrasında kendisine komşu olan yakışıklı mı yakışıklı olan Olly’i (Nick Robinson) görür. Gördükten sonrasında bi farkına varır ki, kendisi hayatta herhangi bir aksiyon, herhangi bir sisteme karşı bir hareketi yoktur. Sonrasında Olly ile pencerelerden bakışmaya başlarlar. Türk filmlerindeki gibi derin mi derin bir bakış değil ama bu. Sonrasında Olly komiklik filan yapar. Bu da bizim Maddy’nin hoşuna gider tabi. Böylelikle Olly ile Maddy bu bakışmalarını ilerletirler. Olly yazar numarasını pencereye. Hanım kızımız da durur mu hiç, direkt mesaj gönderir. Konuşmaya başlarlar.

Maddy’nin hayal dünyası o kadar geniştir ki, mesajlaşırlarken sanki bir kütüphanenin içerisinde ordan buraya gidiyormuşçasına anlatılır filmde. Halbuki hayal işte. Bunlar mesajlaşmaya devam ederken, Maddy’nin hemşiresi onların buluşmalarına aracılık ederler. Aracılık ettikleri esnada, Maddy ve Olly görüşmeye devam ederler. Kavga esnasında hanım kızımız Maddy bi bakmış dışarıda. Oysa dışarıya da çıkması yasaktır. Hanım kızımızın annesi düşkündür kızına. Kızı dışarı çıktığı andan itibaren heyecanlanır. Sonrasında bir şeyleri fark eder. Fark ettikten sonra da hemşiresini değiştirir. Sonrasında Maddy bir bakar ki Olly’siz yapamıyor. Aklına bir tane çılgınlık gelir. İnternet üzerinden bir tane kredi kartı açtırır. Bu kredi kartıyla da, Havaii’ye bir uçak bileti alır. Gider yapışır Olly’nin dudaklarına, ardından da uçarlar Havaii’ye.

Yaptığı çılgınlık karşısında annesi hayrete düşer. Kabul eder ama… Sonrasında; Maddy denize girerken, o esnada kriz gibi bir şeyler geçirir. Nöbet gibi, anlarsınız işte. Maddy bunun hastalığıyla ilgili olduğunu filan düşünür. Döner evine. Ama sonrasında doktorla konuştuğunda kendisinin bağışıklık sistemi hastası olmadığını söyler.

Maddy şok, maddy iptal. Gider Olly’ciğinin peşinden. Sonrasında da mutlu mesut yaşarlar.

Everything (her şey) film yorumu diye aratıp, bu sonuca ulaşanlar bana birazcık gıcık olabilirler. Ama film yorumu serisine artık bu şekilde yazıp devam edeceğim. Alınmaca, darılmaca yok.

Everything (her şey) film yorumu adlı yazımı okudunuz, umarım beğenmişsinizdir. Bu arada fragmanına da yer verdiğimi unutmayın, keyifli seyirler!

 

Bir önceki yazımız olan İzlenmesi Gereken Filmler İkinci Bölüm başlıklı makalemizde aksiyon, cehennem melekleri ve constantine hakkında bilgiler verilmektedir.

Yorum yapın